Aklıma geldi de 30 ( 'ilk yardım')

Döndüm kendime ve dedim ki; "yahu çoğunluğun karşısında bir teksin, nasıl oluyor da o çoğunluğu suçlayabiliyorsun? Demek ki sorun sende."
Yaşadığım her kötü olay sayesinde bir adım daha aydınlanıyorum ve bu beni memnun ediyor. Başta çok üzülüp kırılıyorum ama üzülüp kırılmadan bir şeyleri deneyimleyemiyorsun. Son dönemde öğrendiğim bir şey oldu; yine dedim ki kendime "bir iğnen var bir de çuvaldızın, ne yapacağını biliyorsun."
Sürekli kendini eleştiren biri olmama rağmen bunun yetersiz olduğunu gördüm. Çünkü herkes her şeyi eleştirebilir ama doğru eleştiri yapmak ya da almaktır tek istediğimiz. Eleştiri de bir bilgi gerektirir. Sanırım artık bunu da öğrendim. Kimseye kızmıyorum kendimden başka, önce kendimi suçluyorum artık. Ama bunu yaparken kimseye belli etmemek gerek. Yoksa bunu kullanırlar. İnsan kendi içinde çözebilir.
Kızdım, geçti; yara aldım, kanamayı durdurdum; ayağa kalktım ve yoluma devam ediyorum.

Yorumlar

  1. Bulunduğumuz atmosferde yer kaplıyoruz. Sadece bir cisim olarak değil; aynı zamanda beden olduğu kadar ruhumuzla da yaşayan varlıklarız. Evrende yıldızlar ve gezegenler kendi bulunduğu ortam içinde uyumlu varlıklarını sürdürebiliyorsa, biz de sosyal olarak etrafımızdaki varlıklara karşı da pozisyon alıyoruz. Bazen iyilik buluruz diye, bazen kötülük bizi bulmasın diye politik davranabiliyoruz. Biz buna ikiyüzlülük diyemeyiz. Bukalemun bile renk değiştirmesi kendini yaratılıştan korumasına yöneliktir. Biraz da bu açıdan bakmak gerek. Önemli olan içimizdeki iyilik cevherini korumak ve açığa çıkartmaktır. Bunun değerini balık bilmese de olur; Halık bilir ya !...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar